Randevu Alımı
info@macitbitargil.com
Bizi Sosyal Medyadan Takip Edebilirsiniz
Menu
Randevu Alımı
info@macitbitargil.com
İnsan kalbini oluşturan 4 odacık ve kanın tek taraflı akmasını sağlayan 4 kapakçık mevcuttur. Vücut dokuları tarafından kullanılmış ve oksijeni azalmış kan önce kalbin sağ kulakçığına gelir. Sağ kulakçık ve karıncık arasında bulunan triküspit kapaktan geçerek sağ karıncığa gelir buradan akciğerlere giden ana damar olan pulmoner artere pulmoner kapaktan geçerek ulaşır. Kan akciğerlerde tekrardan oksijenlenir ve kalbin sol kulakçığına pulmoner venler aracılığı ile ulaşır, sol ventriküle ulaşmak için mitral kapak içinden geçer buradan aort kapaktan geçerek tüm vücuda dağılmak üzere aort damarına ulaşır. Tüm vücudu dolaşarak vena kavalar aracılığı ile tekrardan kan sağ kulakçığa ulaşır. Böylece dolaşım döngüsü tamamlanmış olur.
Kalbin sol tarafında sol karıncık ile aort damarı arasındaki kan akışını düzenleyen kapak aort kapağı olarak adlandırılır. Aort kapağında kireçlenmeye bağlı olarak oluşan darlık Aort darlığı, kapak dokusunda kaçak oluşumu ise Aort kapak yetmezliği olarak adlandırılır.
Aort kapak problemlerinde en sık nefes darlığı, yorgunluk, göğüs ağrısı gibi semptomlar görülebilir. Kalbin dinlenmesi esnasında belirgin bir üfürüm sesi mevcuttur. Aritmi ve bayılma gibi tablolar da aort kapak problemi olan hastalarda beklenebilir. Kalp yetmezliğine ve hayati risklere neden olduğundan dolayı aort kapak problemlerinde müdahale açısından kritik eşik geçilmemelidir.
Aort kapak hastalığına tanı konulması için genel muayenenin yanı sıra ekokardiyografiden faydalanılır. Ekokardiyografiyle kalp iç yapısının ve işlevselliğinin görüntülenmesiyle birlikte kalp fonksiyonları, kalbin boyutları ve kasılma derecesi ile ilgili veriler elde edilir. Hastanın şikayetlerinin ve ekokardiyografik inceleme sonuçlarının değerlendirilmesine bağlı olarak kapaklara müdahale gerekliliği olup olmadığına ilişkin karar verilir.
Çocukluk çağında geçirilen romatizmal ateşe bağlı olarak erken yaşlarda ya da yaşlanmaya bağlı olarak ilerleyen yaşlarda edinsel aort darlığı görülebilir.
Doğumsal olarak normalde 3 yaprakçıktan oluşan aort kapağının iki yaprakçıktan oluşması halinde ortaya çıkabilir.
İki yaprakçık oluşumlarında yaşın ilerlemesiyle birlikte kapakta meydana gelen kireçlenmeye bağlı darlık oluşması halinde de ameliyat gerekliliği ortaya çıkabilir. İki yaprakçık aort kapağı olan kişilerde beraberinde aort anevrizması görülme olasılığı da vardır.
Aort kapak yetmezliği aort kapağının tam olarak kapanamaması durumunda ortaya çıkar. Bu durumda kalp tarafından pompalanan kanın bir kısmı yeniden kalbin sol karıncığına kaçar. Kalbin kanı vücuda tam olarak pompalayamaması nedeniyle yorgunluk ve nefes darlığı görülür. Yaşla beraber kapak fonksiyonlarının bozulması ve dejenerasyon, romatizmal ateş, doğumsal anomaliler, konnektif doku hastalıkları ve göğüs travması gibi durumlar aort kapak yetmezliğine neden olabilirler.
Aort Kapak Hastalığı İstanbul Tedavi Yöntemleri
Aort kapak hastalığı kapak tamiri ve kapak değişimi yöntemleriyle tedavi edilebilir. Bu amaçla uygulanan kapak tamiri ve kapak değişimi prosedürlerinde uygulanabilen farklı yöntemler vardır.
TAVI: Transkateter Aort Kapak Replasmanı prosedürü son zamanlarda aort kapak darlıklarına yönelik yapılan güncel uygulama olarak tanımlanabilir. Kateter yoluyla hastanın kasık damarından girilir. Ortasında balon ile çevresinde katlanmış halde yapay kapağın bulunduğu bir kateterin daralmış olan aort kapak seviyesine kadar ilerletilmesi, kapak düzeyinde balonun şişirilmesiyle etrafındaki kapağın açılması ve eski kapağın içine yerleştirilmesinin sağlanmasıyla prosedür tamamlanır.
Daha sonra balon söndürülür ve kateterle birlikte çekilir. Böylece yeni kapak yerine yerleştirilir. İleri yaş grubunda bulunan ve cerrahi riski yüksek olan hastalarda kullanılmak amacıyla uygulanan prosedür teknoloji ve tıp alanında yaşanan gelişmeler sonucu orta risk grubundaki hastalarda da giderek artan bir sıklıkla uygulanmaktadır.
Aort kapak hastalığı tedavisinde dikkat edilmesi gereken nokta ameliyatın uygun zamanda gerçekleştirilmesidir. Ameliyatta belirleyici olan etkenler hastanın mevcut şikayetleri, aort yetmezliğinin ya da darlığının kritik seviyelere ulaşmış olmasıdır. Hastanın tedavisi için cerrahi prosedürün gerekli olmadığı durumlarda hastanın düzenli olarak takibi yapılır. Gerekli görülmesi halinde ilaç kullanımı söz konusu olabilir.
Kapak yapısını destekleyen dokuların yerleştirilmesi, kapak dokusu kesilip tamir edilerek daha iyi kapanmasının sağlanması ya da yapışmış olan yaprakçıkların serbestleştirilmesi yoluyla uygulanan bir yöntemdir.
Ancak kapak onarımı her zaman söz konusu değildir. Kapak onarımı mitral kapaklarda daha sık uygulanan bir yöntem olmakla birlikte aort ve pulmoner kapakların sıklıkla değiştirilmesi gerekmektedir.
Aort kapak hastalıklarında sık uygulanan yöntemlerden biri kapak değişimi ameliyatıdır. Ameliyat sırasında tedavi edilmesi istenilen kapak çıkarıldıktan sonra yerine mekanik ya da biyolojik kapak yerleştirilir.
Biyolojik kapaklar domuz, sığır ya da insan dokusundan elde edilir. Biyolojik kapak kullanılarak kapak değişimi yapılması halinde kan sulandırıcı ilaç kullanımı gerekmemekle birlikte 10 ila 15 yıl içinde biyolojik kapakların yıpranmasına bağlı olarak ameliyat sürecinin tekrarlanması gerekliliği oluşabilir. Bu nedenle genç yaştaki hastalarda tercih edilen bir yöntem değildir.
Mekanik kapakların ömrü daha uzun olmasına karşın düzenli olarak kan sulandırıcı ilaç kullanılmasını gerektiren bir yöntemdir. Kan sulandırıcı ilaçlar alınmadığı takdirde mekanik kapaklarda pıhtı ile tıkanmaya da felç geçirme gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
Aort kapak ameliyatından sonra hastanın sinirli, depresif ya da gergin olması geçici bir durumdur. Ameliyat sonrası daha hızlı bir iyileşme süreci yaşanması ve herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşılmaması için yaşam tarzı alışkanlıklarında birtakım değişiklikler yapılmalıdır.
Ameliyatın ardından ilk haftalarda iştahsızlık görülebilir. İlk 1 ay içinde küçük porsiyonlarla sık sık beslenmeye özen gösterilmelidir. Kalp sağlığına uygun bir beslenme programı uygulanmasının yanı sıra bol miktarda da su tüketilmelidir.
Ameliyatı izleyen ilk 2 ay hastanın hareketleri kontrollü olmalıdır. Aksi takdirde yanlış hareketler sonucunda ameliyat sırasında kesilen göğüs kemiğinin kaynamasının gecikmesi ya da engellenmesi gibi istenmeyen durumlar yaşanabilir.
Ameliyat sonrası iyileşme döneminde omuz seviyesinin üzerindeki nesnelere uzanmaktan kaçınılmalıdır. Eğilme sırasında belden değil dizlerden eğilmeye ve oturulan yerden kalkarken kollar yerine bacak kaslarının kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Ameliyattan sonraki ilk 2 hafta günde 1 kat, daha sonra ise giderek artırılarak merdiven çıkılabilir. En az 1 ay boyunca 5 kilodan fazla ağırlık kaldırmamaya özen gösterilmelidir.
Reçete edilen ilaçlar düzenli olarak alınmalı, göğüs korsesi 2 ay süreyle kullanılmalıdır. Özellikle öksürme ve hapşırma sırasında ellerle korsenin önü birleştirilmelidir.
Hastalığın evresinin tespit edilmesi aşamasında aort yetmezliği belirtileri ve hastanın şikayetleri çok önemlidir. 1. derece aort yetmezliğinde ana şikayet daha az belirgin olup aort yetmezliği derecesindeki artış çok fazla kanın geri aktığını gösterir. Sol ventrikül yorulup büyüyünce büzülme kuvveti azaldıkça kalp atışının zonklama hissi sık görülen bir şikayet olur. Bu şikayetler sola dönerken ya da yatarken artabilir. Aort yetmezliğinin ilerlemesiyle yorgunluk ve halsizlik görülebilir. Çarpıntı, yorgunluk, nefes darlığı, kalp ritmi düzensizliği ve kalpte üfürüm duyulması aort yetmezliği belirtileri arasında sayılabilir.
Aort anevrizması tedavisi amacıyla uygulanabilecek yöntemler hasta özelinde anevrizmanın yeri, büyüklüğü, büyüme hızı ve herhangi bir şikayet yaratıp yaratmadığı gibi etkenlere bağlı olarak belirlenir. İlaç tedavisi uygun bulunduğunda beta bloker ilaç türlerinin reçete edilmesi gündeme gelir. Hastanın tansiyonunun kontrol altında tutulması damar içi basınç açısından dikkat edilmesi gereken bir konudur. Anevrizmaya müdahale edilmesi gereken durumlarda endovasküler yöntem ya da açık cerrahi yöntem tercih edilebilir. Endovasküler yöntem genellikle abdominal aort anevrizmasında kullanılır. Açık cerrahi prosedüre daha komplike ve büyük anevrizmaların tedavisi amacıyla başvurulur.
Aort darlığı tanısı bireylerin herhangi bir nedenden dolayı yapılan muayenesi sırasında kalp dinlendiği sırada üfürüm duyulunca tesadüfen teşhis edilebilir. Buna ek olarak bazı semptomlar gelişince aort tanı yöntemleri kullanılarak da tanı koyulabilir. Elektrolardiyografi, ekokardiyografi ve kalp kateterizasyonu yöntemleri aort kapak darlığının tanısı amacıyla kullanılabilir. Kalp hastalığı risk faktörlerinin tespit edilmesi ve kalp krizi sırasında tanı koyulması için kan yağı, kolesterol ve lipid bileşenleri ölçülebilir. Diyabetin izlenmesi için kan şekeri ile glikosile edilen hemoglobinin ölçülmesi de tercih edilebilir.
Akut aort yetmezliği, sızıntının gerçekleşmesine neden olan ani bir olayın yaşandığı yer olup tipik olarak uzun süre boyunca ortaya çıkan ve ilerleyen kronik aort yetersizliğinden daha az yaygın görülmektedir. Akut aort yetmezliği şiddetliyse iyi idare edilemeyebilir. Vücuda ilerlemeye yetecek kadar an olmayınca konjestif kalp yetmezliği ve şok yaşanabilir. Kronik aort yetersizliği durumunda sızıntı zamanla yavaş ilerlemekte, kalbin uyum sağlaması zaman almakta ve semptomlar tipik olarak uzun süre gelişmemektedir.
Aort kapak kaçağı geliştiği durumlarda hastalarda nefes darlığı, çarpıntı, yürüme sırasında soluk alamama, efor yapmada güçlük çekme gibi çeşitli semptomlar yaşanması mümkündür. Ayrıca geceleri nefes darlığı problemleri artmakta ve hastaları uykudan uyandırabilmektedir. Kalp kapakçığından kaçak problemi günümüzde minimal invaziv yöntemler kullanılarak tedavi edilebilen sağlık problemleri arasında yer almaktadır. Kalp kapakçığı yetmezliği belirtileri her hasta özelinde görülen kapakçık probleminin düzeyine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Ayrıca hastanın yaşı ve sahip olduğu çeşitli hastalıklar nedeniyle kalp kapakçığı yetmezliğinin yol açtığı semptomların daha fazla hissedilmesine yol açabilir.
| Günler | Saatler |
|---|---|
|
Pazartesi |
09:00 - 16:00 |
|
Salı |
09:00 - 16:00 |
|
Çarşamba |
09:00 - 16:00 |
|
Perşembe |
09:00 - 16:00 |
|
Cuma |
09:00 - 16:00 |
|
Cumartesi |
Kapalı |
|
Pazar |
Kapalı |
Aort Kapak sağlığıyla alakalı tüm merak ettiklerinizi doktorumuza sorabilirsiniz.
Annem şeker hastası ve sol bacağındaki damar tıkanmıştı.Özel bi hastaneden kalp ve damar bölümüne acil götürün dediler.Aksi takdirde kangren olma riski vardı.Şansımıza Macit Bey i bulduk.Çok ilgilendi annemle ve ameliyatını kendisi gerçekleştirdi başarılı bir şekilde.Şimdi yogun bakımda kontrol altı nda tutuyor ve her an ilgileniyo annemle.Özel bi hastanede bu kadar ilgi göremezdik sanırım.Şişli Etfal de yogun bakım çalışanlarıda çok ilgili sağolsunlar.Macit Hoca ya sonsuz teşekkürler ve başarılar diliyorum.
doç dr. macit bitargil geçtiğimiz ay bizim hayatımızı kurtardı.
araştırdıkça öğreniyoruz ki kendisi kariyer olarak okuduğu okullardan yaptığı işlere, hep zamanının ilerisinde kalmış birisi, gerçek bir hekim, gerçek bir cerrah, gerçek bir insan, başarıdan başarıya koşmuş hayatı boyunca,
hem annemin hem babamın son zamanlarını yönetmeye çalışmak üzere geçirdiğimiz 10 hastane senesi tecrübesine dayanarak söyleyebilirim ki biz böyle bir hasta yaklaşımı görmedik.