Fazla kilolardan kurtulmak, varis oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir. Fazla kilo, karın içi basıncı artırarak varis oluşumuna neden olabilir. Zayıflamak, mevcut varis sorununu tam olarak tedavi edemez. Ancak, varis nedeniyle ortaya çıkabilecek diğer sağlık sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir. 

Varis, bacaklarda yer alan toplardamarların genişlemesi ve içlerindeki kapakçıkların işlevini tam olarak yerine getirememesi durumunda ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Bacakta bulunan yedek damarın genişlemesi nedeniyle varis oluşabilir ve kılcal damarlarda da varis oluşumu meydana gelebilir.

Bacaktaki büyük toplardamarlardaki genişleme, genetik yatkınlığı olan kişilerde uzun süre boyunca ayakta hareketsiz durmak ve karın içi basınç artışı gibi nedenler varis oluşumuna neden olabilir. Normal şartlar altında, uzun süre ayakta duran kişiler ayak ağrısı yaşamasına karşın; zayıf kişilerde genetik yatkınlık nedeniyle varis görülebilir. Varise karşı genetik yatkınlığı olan kişiler genç ve zayıf olsa da, damarlarında genişlemeye bağlı varis oluşabilir.

Diğer yandan aşırı kilo ya da obezite, varis oluşumu riskini artıran unsurlardır. Zayıflayarak kilo veren kişilerin varisleri rahatlayabilir ya da azalabilir. Ancak, zayıflamak oluşmuş varisleri geçirmez. Çünkü, varis oluşumunun altında yatan temel neden, damarların duvarlarındaki zayıflamadır. Zayıflamak varise bağlı semptomların azalmasını sağlasa da, varisleri tamamen geçiremez.

Yürüyüş Varise İyi Gelir mi?

Yürüyüş, herhangi bir özel ekipmana gerek duymadan gerçekleştirilebilecek son derece basit bir egzersizdir. Yürüyüş sırasında bacak kasları sırasıyla kasılıp gevşer ve derinlerdeki toplardamarlarda bulunan kan, yer çekimine ters olacak şekilde vücutta dolaşır. Bu sayede bacak kaslarındaki toplardamarlarda biriken kan, biriktiği yerden sağlıklı bir şekilde boşaltılır. Derinlerde bulunan toplardamarlardaki pıhtı oluşumu da bu sayede engellenir.

Gün içerisinde saat başı yaklaşık 5 dakika süreyle yürüyüş yapmak bu nedenle sıklıkla önerilir. Evde varis tedavisi kapsamında da, ev içinde kısa yürüyüşler yapmak fayda sağlayabilir. Yürüyüş genel vücut sağlığıyla birlikte varis sorununa da iyi geldiğinden, imkân dahilinde gün içinde tempolu ya da uzun süreli yürüyüşler yapılması önerilir.

Varis Spor Yapmaya Engel mi?

Varis tedavisi ve spor arasında doğrudan bir bağlantı yoktur. Ancak, varis sorunu olan kişilerde ve varis tedavisinin ardından çeşitli spor aktivitelerinin yapılması hastalığın tekrarlamasına ya da tedavinin başarısız olmasına neden olabilir. Varis tedavisi kapsamında kapatılan toplardamar yeniden açıldığında, damar içi kan basıncı artabilir. Bu nedenle, damar içi kan basıncının artmasına neden olabilecek şekilde ağırlık kaldırma, halter, karın içi basıncı artıracak egzersiz ve sporlardan uzak durulmalıdır.

Varis Neden Olur? Nasıl Geçer?

Hamilelik, aşırı kilo, uzun süreli hareketsizlik, kalp ve solunum yetmezliği dolayısıyla venöz basınç artabileceği gibi hiçbir hastalığı olmayan kişilerde de hareketsiz yaşam ya da genetik yatkınlık dolayısıyla varis oluşumu görülebilir. 

Mesleki nedenlerle gün içinde uzun süre ayakta duran kişiler dışında karın içi basıncı artıran durumlarda da varis sorunuyla karşı karşıya kalınabilir. Özellikle hamilelik döneminde ya da hızlı bir şekilde aşırı kilo alındığında varis sorunu oluşabilir. Doğum kontrol ilaçları ve hormon tedavileri de hem varis hem varise bağlı diğer hastalıkların oluşumunu tetikleyebilir. Yaz aylarında aşırı güneş altında bulunmak, uzun mesafeli yolculuklar yapmak, hamam, sauna ve kaplıca gibi sıcaklığın ve nemin yüksek olduğu ortamlara maruz kalmak da varise neden olan etkenler arasında sıralanabilir.

Varis hastalığının tedavisi için farklı yöntemler kullanılabilir. İleri derece varis hastalığında, damarlarda tıkanma ve bacak bölgesinde varis yaraları ortaya çıkabilir. Bu hastalarda, varis tedavisi esnasında hastalığın mevcut durumu da derindeki venöz yetmezlik de tedavi edilmelidir. Daha hafif şekilde seyreden ve kozmetik yönden neden olduğu bozukluk ön planda bulunan hastalarda ise yüzeysek tedavi yöntemlerine başvurulabilir. 

Varis ve Doğru Beslenmenin Önemi

Varis yalnızca bir sağlık sorunu değil, özellikle kadınların estetik kaygılar yaşamasına neden olabilen bir durumdur. Varisle mücadele aşamasında dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri de, doğru beslenmedir. 

Beslenme programına dâhil edilerek vücuda giren bazı yiyecekler, vücuttaki kan akışını düzenleyerek kanın kalbe en doğru şekilde ulaşmasını sağlar. Bazı yiyecekler ise tam tersi etkiye neden olur. Yaşam kalitesinin artırma özelliğine sahip yiyecekler varise iyi gelir. Özellikle zencefilli besinler damarlara iyi gelir ve kan akışını düzenler.

Varis Tanısı Nasıl Konulur?

Günümüzde varis tanısı koymak için genellikle radyolojik incelemelerden faydalanılır. Doppler ultrasonografi, bu yöntemler arasında en nitelikli veriler sağlayan yöntem olarak kabul edilir. Renkli Doppler ultrasonografisi, hasta yatarken ya da ayaktayken çekilir. Bacaklardaki varisin kesin tanısı amacıyla başvurulan yöntem sayesinde toplardamarların yapısı, oluşan pıhtılar, kapakçıklardaki bozukluklar ve kaçaklar belirlenebilmektedir.

Varis tanısı konma sürecinde nadir olmakla birlikte bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve venografi incelemeleri de kullanılabilir. Varis tedavisinin başarılı bir şekilde uygulanması için tanı süreci çok önemlidir. Yetmezlikli damarın tespit edilmesi ve uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi tanı süreci kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Varis Tedavisi

Varis pek çok hastada uzun yıllar boyu herhangi bir şikayete neden olmamakla birlikte bazı hastalarda ise günlük yaşam aktivitelerini sekteye uğratacak semptomlara neden olabilir. Kozmetik şikayetlere ek olarak bacaklardaki kronik yorgunluk, ağrı ya da kramp gibi problemlerin yanı sıra tedavi edilmeyen varislere bağlı olarak zaman içinde akciğere pıhtı atması ya da yara açılması gibi durumlar meydana gelebilir. Bu yüzden varis problemi kontrol altına alınmalı, nitelikli tanı yöntemleri uygulanmalı ve tedavinin doğru bir şekilde planlanmalıdır. 

Günümüzde varis probleminin tedavi edilmesi için farklı yöntemlere başvurulabilir. Bu tedavilerin amacı, yetmezlik bulunan toplardamarı tedavi etmek ve varis probleminin tekrarlanmasını önleyerek hastada açığa çıkan şikayetleri ortadan kaldırmaktır.

Körük tedavisi ahi dışı yöntemler uygulanabilir. Bu yöntemlerden biri varis ameliyatıdır. Cerrahi bir yöntem olan varis ameliyatı uygulanacak hastalarda öncelikle varis probleminin yaşandığı damar tespit edilir. Daha sonra ayak bileği ve kasıktan küçük kesiler açılarak damar uçları bağlanıp çıkarılır. Uzun yıllardır uygulanan klasik bir yöntem olan varis ameliyatı, günümüz koşullarında daha konforlu bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir.

Varis tedavisi amacıyla lazer yöntemine de başvurulabilir. Lazer yönteminde damar içine kateder gönderilir. Özellikle kılcal damar varisi bulunan hastalarda kılcal damarları yakmak ya da büyük damarlarda damarı içinden yakmak amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Lazer tedavisinden sonra varisli damarlar zaman içinde küçülür ve kaybolur.

Radyofrekans, son yıllarda en çok uygulanan varis tedavisi yöntemlerinden biridir. Genellikle genel ya da lokal anestezi altında ve ultrasonografi yardımıyla gerçekleştirilir. Uygulamanın ardından minimal düzeyde ağrı ve morarma görülebilir.

İğne tedavisi olarak da bilinen skleroterapi tedavisi kapsamında damarın içine iğne aracılığıyla ilaç gönderilir. Yetmezlik olan damar dondurulur ve etkisiz hale getirilir. Bu yöntem ana damarlara değil yalnızca kılcal damarlara uygulanabilir. 

Köpük tedavisi güncel varis tedavileri arasında en çok tercih edilenlerden biridir. Klasik iğne tedavisinde kullanılan ilaç havayla temas ettirilir ve köpürtülür. Daha sonra yetmezlik bulunan damara enjekte edilir.